YÜKSEK AKIŞ OKSİJEN CİHAZI
YÜKSEK AKIŞ OKSİJEN CİHAZI – Fisher&Paykel AIRVO 2
Konfor ve kullanım kolaylığına odaklanarak solunum desteği ve hava yolu hidrasyonu sağlayan Fisher&Paykel AIRVO 2 ile tanışın.
Airvo 2, Optiflow ile Nazal Yüksek Akış iletmek için özel olarak entegre bir çözüm olacak şekilde tasarlanmıştır. Fisher&Paykel Healthcare’in önde gelen nemlendirme teknolojisi, Airvo 2 ‘nin benzersiz Optiflow nazal arayüzü aracılığıyla spontan solunum yapan hastalara rahatça yüksek hava/oksijen karışımları akışı sağlamasına olanak tanır.
Optiflow Burun Arayüzü
• Yumuşak, esnek çatallar
• Geniş çaplı tasarım gaz püskürtmesini azaltır
• Hastanın burnuna göre şekillendirilmiş çatallar
Isıtmalı solunum tüpü
• Çift spiral ısıtıcı kablolar ve benzersiz entegre sıcaklık sensörü
• Ayrı sıcaklık probları veya ısıtıcı teli adaptörleri gerekmez
Ayarlanabilir sıcaklık ve akış ayarları
• Üç sıcaklık ayarı (37, 34, 31 ° C) rahatlık ve uyum sağlamaya yardımcı olur
• Entegre akış jeneratörü, hem pediyatrik hem de yetişkin hastalar için geniş bir akış aralığı (2 – 60L / dak) sağlar – duvarda hava beslemesi gerekmez
Basit kurulum, kullanım ve temizlik için tasarlanmıştır
• Yardımcı ekran animasyonları kurulumda yardımcı olur ve sorun giderme
Ek oksijen (gerektiğinde)
• Oksijen, bir duvar kaynağından veya silindirden eklenebilir
• Dahili ultrasonik oksijen analizörü kalibrasyon, servis veya değiştirme gerektirmez
Optiflow ile Nazal Yüksek Akış iletmek için entegre bir sistem
• F&P AIRVO 2, geniş aksesuar yelpazesiyle çok yönlülük, hareketlilik ve rahatlık sağlar.
Oksijen Nereden Geliyor ?
Oksijen, dünya var olduğundan beri bütün canlıların yaşamasına vesile olmuş ve günümüze kadar gelen birçok neslin devamını sağlamıştır. Ancak oksijenin keşfi yaklaşık 250 yıl önceye dayanıyor.
Oksijeni ilk olarak İsveç asıllı Alman eczacı ve kimyager Carl Wilhelm Scheele, 1772 yılında potasyum nitrat ve civa oksidin ısıtarak keşfetti. Ancak bu keşfini yayınlamakta gecikince keşif ününü İngiliz fizikçi ve kimyager Joseph Priestley’e kaptırdı.
Oksijene neden ihtiyacımız var ?
İnsan vücudunda bulunan her hücrenin belli bir görev ve fonksiyonu bulunmaktadır. Kalp kaslarında bulunan hücreler hiç durmadan kanı bizim dolaşım sistemimize pompalamaları gerekmektedir. Böbrek hücreleri ise organizma için gerekli olmayan materyalleri ayrıştırmak durumundadır. Sinir hücreleri ise beynin çalışmasını ve duyma, görme ve koklama gibi duyuların aktarılmasını sağlamaktadır. Oksijen olmadan yanma olmaz; yanma olmadan enerji oluşmaz; enerji olmadan da hücreler çalışmaz. İşte bu sebeplerle oksijen olmadan yaşam imkansızdır
Ne kadar oksijene ihtiyaç duyarız ?
Bir insan otururken dakikada yaklaşık 200 ml. ile 300 ml. Oksijene ihtiyaç duyar, bu miktar yaklaşık olarak bir su bardağı hacmidir.
İnsan vücudunda oksijeni depolayan ve daha sonra kullanılması için bir depolama sistemi bulunmadığından organizma bu miktar oksijeni sürekli olarak sağlamak zorundadır. Kişi hareket ediyorsa, ağır bir şekilde çalışıyorsa veya spor yapıyorsa, vücudu oturma pozisyonuna göre yaklaşık 10 kat daha fazla oksijene ihtiyaç duyar.
Oksijeni Vücut nasıl alır ?
Vücudun ihtiyacı olan havayı alan akciğerdir. Göğüs kafesi ve akciğer genişlediğinde, nazal mukoza ve yutağın 32°C’a ısıttığı, nemlendirdiği ve genel temizliğini yaptığı hava üst solunum yollarından akciğere doğru akar. Trakeden geçen hava alt solunum yollarına ilerler ve gittikçe bronşlara ulaşır. Akciğere ulaşan oksijen vücutta belirli işlemlerin ardından enerjiye dönüşür ve vücut oksijeni almış olur
Oksijen Nedir ?
Oksijen, yaşamın devamı için gerekli en önemli gazdır. Hayat döngüsü, oksijenin varlığı ile devam edebilir.Oksijen, dünyadaki bütün canlıların yaşam kaynağı bir gazdır. Hava ve sudaki oksijen insan başta olmak üzere bütün canlı türlerinin yaşam kaynağıdır. Atmosferin beşte biri, insan vücudunun üçte ikisi, suyun onda dokuzu oksijen içerir. Kısacası “hayat ve nefes” demek “oksijen” demektir. Oksijen olmazsa ateş de olmaz. Dolayısıyla hava, su ve ateşteki fonksiyonu göz önüne alındığında oksijensiz hayat olmayacağına göre bu hayati gazla ilgili bir şeyler öğrenelim.
Oksijen her an her yerde bulunabilen, reaktif bir maddedir. Aldığımız havanın yaklaşık %21’i oksijenden oluşmaktadır. Havanın geri kalanı ise nitrojenden ve diğer küçük miktarda atıl gazlardan meydana gelmektedir. Oksijen sadece havada değil, suda ve kan gibi diğer likitlerde de bulunur. Oksijen çayın içindeki şeker gibi sıvı içinde çözülen bir gazdır. Basınç yükseldiğinde veya sıcaklık düştüğünde daha fazla oksijen gazı çözülür.
Oksijenin ne kadar reaksiyon gösterdiği en kolay şekilde bir parça odunun yanmasını seyrederken izlenebilir. Yanma sırasında oksijen yanar ve enerji açığa çıkar; tahta söz konusu olunca bu gördüğümüz alevdir. Demirin oksijenle reaksiyonu ise tamamen farklıdır; demirde oksijen paslanmaya yol açar, bu da ateşsiz olarak demirin çok ağır çekimde ateşsiz olarak yanması gibidir.
Oksijen eksikliğine neler sebep olur ?
Oksijen eksikliğinde organların ve dokuların işlevlerini tam olarak yerine getirmeleri için gerekli oksijen miktarını alamamalarıdır. Bu durumun birçok sebebi olabilir:
Kan akımında bozulmada
Kan damarları daralmış veya gerekli kan miktarını taşıyabilecek genişlikte değildir.
Göğüs hastalıklarında
Her çeşit göğüs hastalığında akciğerler astım, kronik bronşit veya amfizem gibi veya esnekliğini kaybettiğinde
Kalp hastalıklarında
Kalpteki sorunlar da yetersiz oksijene sebep olabilir. Kalp krizleri, kalp kapağı kusurları ve güçsüz kalp kasları bunlardan birkaçıdır. Genel anlamda bu rahatsızlıklar kalp kaslarının zayıflaması ve bunun sonucunda da yeterli oksijenli kanın taşınamamasıdır.
Organik sonuçlar
Göğüs hastalıkları ve de kalp hastalıkları organizma için gerekli oksijenin taşınamamasına sebep olurlar. Akciğerdeki sorunlar kalpteki patolojik değişimlere ya da tam tersi, kalpteki sorunlar akciğerde patolojik sorunlara yol açabilir
Oksijen eksikliği nasıl anlaşılır ?
Nefes almada güçlük hissi, kısa aralıklarla nefes alıp vermede ve fiziksel aktivitelerde kolayca yorulma da doktora gitmek için yeterli belirtiler olarak algılanmalıdır.
